Araştırma: Sanayi kaynaklı emisyonlar yüzde 5 azalabilir ancak sadece teknoloji yetmez

Nature Communications dergisinde yayımlanan çalışmada, Linköping Üniversitesi Enerji Sistemleri Profesörü Patrik Thollander ile birlikte Gävle Üniversitesi, Stockholm Dayanıklılık Merkezi, Lund Üniversitesi, Uppsala Üniversitesi ve İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi’nden bilim insanları yer aldı.
Prof. Thollander, enerji verimliliğine ilişkin yaklaşımın genellikle dar bir çerçevede ele alındığını vurgulayarak, “Birçok kişi yeni enerji verimli ekipmanlara yatırım yapmanın yeterli olduğunu düşünüyor. Oysa bu yaklaşım, enerji verimliliğinin gerçek potansiyelini ortaya çıkaramaz.” ifadelerini kullandı.
Araştırmacılar, enerji verimliliğinin yalnızca teknolojik gelişmelere indirgenemeyeceğini belirtirken, çalışmada sanayi kuruluşlarının, enerji tüketimine yönelik düşünce tarzlarını ve iş yapma biçimlerini değiştirmesi gerektiğine dikkat çekiliyor.
Çalışmada, enerji verimliliği süreçlerini geliştirmek amacıyla şirketlerin dikkate alması gereken dokuz sosyal yapı unsuru da tanımlandı. Bu unsurlar arasında bilgi paylaşımı, bütüncül süreç tasarımı ve enerji bilincini destekleyen kurumsal kültür yer alıyor. Bu sosyal yapıların etkili biçimde devreye alınması durumunda, dünya genelindeki sanayi kaynaklı karbon emisyonlarında yüzde 5 oranında bir azalma sağlanabileceği ifade ediliyor. Bunun da, İsveç büyüklüğünde on ülkenin yıllık karbon salımına eşdeğer bir miktara denk geldiği belirtiliyor.
Çalışmaya göre, enerji verimliliğini artırmanın bir diğer anahtarı ise farklı disiplinler arası işbirliği. “Bir mühendis olarak önce teknik çözümleri düşünürüm. Ancak sosyal bilimler, davranış bilimleri gibi farklı alanlardan uzmanlarla birlikte çalıştığınızda daha büyük bir potansiyel ortaya çıkıyor.” diyen Prof. Thollander, sanayi kuruluşlarını farklı uzmanlık alanları arasında köprüler kurmaya çağırıyor.
Araştırmacılar ayrıca, politika yapıcılara da çağrıda bulunarak, enerji verimliliğinin sosyal boyutlarını ön plana çıkaran yeni politika araçları ve programlar geliştirilmesi gerektiğini belirtiyor.
Kaynak: Temiz Enerji