Merkez Bankası’nın Enflasyon Raporu Üzerine Değerlendirmeler

Dr. Cüneyt Akman, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın en son enflasyon raporunu değerlendirerek, piyasalara yönelik öngörüleri ve güven sorununu masaya yatırdı.

Dr. Cüneyt Akman, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) yılın son Enflasyon Raporu’nu değerlendirdi.

Enflasyon Raporunun Yorumu: Akman, Merkez Bankası’nın raporlarının piyasalara gelecekle ilgili öngörüler sunması ve bankanın pozisyonunu göstermesi açısından önemli olduğunu belirtti. Enflasyon raporlarının, enflasyon hedeflemesi sistemi gereği yasal bir zorunluluk olarak yayınlandığını ifade etti.

Enflasyon Tahminindeki Artışa Eleştiri: TCMB’nin 2025 yıl sonu enflasyon tahmin aralığını önceki rapora göre 25-29 aralığından 31-33 aralığına yükseltmesini sert bir dille eleştiren Akman, bu durumun Merkez Bankası’nın güvenilirliğini zedelediğini vurguladı.

Parasal Aktarım Mekanizması Tartışması: Merkez Bankası yetkililerinin, Türkiye’de parasal aktarım mekanizmalarının yokluğunu öne sürerek enflasyonu hemen düşürememe mazeretini eleştirdi. Akman, bu mekanizmaların çalışmamasının mümkün olmadığını belirtti.

Mazeret Sunma Alışkanlığı: Merkez Bankası’nın her yıl gıda fiyatları, kira ve eğitim gibi nedenleri enflasyon artışı için mazeret olarak sunmasını eleştiren Akman, bu tür mazeretlerin vatandaşın güvenini sarstığını ifade etti.

Beklentiler ve Güven Sorunu: Para Politikası Kurulu toplantılarında enflasyonun düşmemesinin sebebinin “vatandaşın beklentilerini düzeltmemesi” olarak gösterilmesini “utanç belgesi” olarak nitelendiren Akman, temel sorunun Merkez Bankası’nın insanlara güven telkin edememesi olduğunu belirtti.

Gelecek Öngörüleri: Şiddetli talep baskılama politikasının (faiz artışı) dış ticaret açığının bozulmasına neden olacağını öngören Akman, hükümetin dövizi baskılamak zorunda kalacağını ifade etti.

Faiz ve Borsa: Yaklaşan seçimler ve borçlanma ihtiyacı nedeniyle faiz indirimlerinin devam edeceğini belirten Akman, bunun borsaya belli bir yükseliş sağlayacağını ancak vatandaşın genel durumunda 2026’nın son çeyreğine kadar ciddi bir düzelme beklenmediğini söyledi.

Dış Ticaret Açığı Riski: Yüksek faizle uygulanan şiddetli talep baskılama politikasının, dış ticaret açığının daha fazla bozulmasına yol açacağı öngörülüyor.

Ülkenin Zenginliği: Programın sonunda, bir ülkenin gerçek zenginliğinin parası veya dövizi değil, yetişmiş insanları, toprağı ve bilgisi olduğunu vurguladı.

İlgili Haberler: 2026’da Ekonomi Zorlukları Bekleniyor · Türkiye Ekonomisi: Enflasyon Hedefleri ve Büyüme

Başa dön tuşu