AB enerji dönüşümünün yeni yol haritasında yenilenebilir enerji, elektrifikasyon ve esneklik ön planda

Rapor, AB’nin elektrik sektöründe son yıllarda önemli CO₂ emisyonu azaltımları sağladığını vurgularken, gaz ve petrol tüketiminin baskın olduğu ısıtma ve ulaşım alanlarında ise karbonsuzlaşma sürecinin geride kaldığını ortaya koyuyor. Özellikle 2022 yılında yükselen doğal gaz fiyatları, AB’nin enerji ithalat faturasını iki katına çıkararak GSYH’nin yüzde 4’üne ulaştı.

AÇA’ya göre bu tablo, Avrupa’nın enerji bağımsızlığı açısından risk oluştururken, çözümün yenilenebilir enerji kaynaklarında, özellikle de güneş ve rüzgarda olduğu belirtiliyor.

AÇA İcra Direktörü Leena Ylä-Mononen, raporla ilgili yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı: “Bu sadece iklim hedeflerine ulaşmakla ilgili değil. Daha fazla yenilenebilir enerjiye ve elektriklendirmeye geçiş, ithal fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltmak için bir fırsattır. Bu, orta vadede toptan elektrik fiyatlarını düşürecek ve giderek belirsizleşen jeopolitik bağlamda Avrupa’nın dayanıklılığını ve stratejik özerkliğini güçlendirecektir.”

AB’nin 2030 yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği hedeflerine ulaşması halinde, Avrupa’daki değişken elektrik üretim maliyetlerinin 2023 seviyelerine göre yüzde 57’ye kadar düşebileceği öngörülüyor. Bu tasarrufların, kısa vadede daha esnek elektrik şebekeleri ve gerekli altyapı yatırımları için kullanılacağı, uzun vadede ise tüketici fiyatlarına olumlu yansıyacağı ifade ediliyor.

AÇA raporu, 2030’a kadar AB enerji sisteminde dönüşümün sağlanabilmesi için üç temel önceliğe dikkat çekiyor:

Yenilenebilir Enerji Yatırımlarının Artırılması: Yenilenebilir kaynaklardan elde edilen elektrik kapasitesinin 2030 itibarıyla toplam kurulu gücün yüzde 77’sine ulaşması hedefleniyor. Bunun için cazip finansal ve düzenleyici ortamların oluşturulması şart.

Sistem Esnekliğinin Güçlendirilmesi: Akıllı ve birbirine bağlı şebekelerin yanı sıra enerji depolama çözümleri ile talep yönetiminin yaygınlaştırılması gerekiyor. Bu sayede enerji arz-talep dengesi güvence altına alınabilecek.

AB Çapında Koordinasyonun Artırılması: Üye devletler arasında altyapı ve planlama alanında sınır ötesi iş birliğinin artırılması, bölgesel dengesizlikleri azaltarak tüm Avrupa’nın enerji dayanıklılığını güçlendirecek.

Isı pompaları, elektrikli araçlar ve sübvansiyonların azaltılması
Rapor ayrıca, sektörlere özgü politikaların önemine dikkat çekiyor. Ev ısıtmasında ısı pompaları ve binaların enerji verimliliği artırılırken, ulaşımda elektrikli araçlara geçişin hızlandırılması öneriliyor. Sanayi tarafında ise AB Emisyon Ticaret Sistemi’nin (ETS) daha öngörülebilir hale getirilmesi ile emisyonların azaltılması hedefleniyor.

Ayrıca, rapor, fosil yakıt sübvansiyonlarının 2022–2023 döneminde rekor seviyelere ulaştığını ve bu desteklerin aşamalı olarak kaldırılması gerektiğini vurguluyor. 2030’a kadar elektriklendirme eğilimindeki durgunluğun tersine çevrilebilmesi için vergi ve fiyatlandırma politikalarının enerji sisteminde daha net sinyaller vermesi gerektiği belirtiliyor.

Rapor bulguları, Avrupa Birliği’nin enerji sistemini sadece iklim hedeflerine ulaşmak için değil, aynı zamanda ekonomik direnç ve stratejik özerklik açısından da yeniden şekillendirmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Yenilenebilir enerji, elektriklendirme ve esnekliğe odaklanan bütüncül politikalar, AB’nin 2030 hedeflerine ulaşmasında belirleyici olacak.

Kaynak: Temiz Enerji

Başa dön tuşu