Attila Yener: “Çok modlu taşımacılık kapasitemizi artırdık”

Son yıllarda hız kazanan deniz taşımacılığı yatırımlarıyla Türkiye, Karadeniz’den Akdeniz’e uzanan hatlarda lojistik gücünü artırıyor. Yeni rotalar hem ihracatçılara yeni fırsatlar sunuyor hem de Türkiye’yi bölgesel bir deniz ticareti merkezine dönüştürüyor. Türk denizcilik alanında ilklere imza atan ve 40 yılı aşkın bir süredir sektörde faaliyet gösteriyor.

Cenk Shipping Group Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Attila Yener, “Türkiye’nin lojistik bağımsızlığı için atılan her adım ekonomiye doğrudan katkı sağlıyor. Bu hatlarla hem ihracatçılara hem de transit ticarete yeni imkânlar sunuyoruz. Türk denizciliğinde yeni rotaları açtık.” dedi.

Denizcilikte ilklerin yolculuğu

Türkiye’nin deniz taşımacılığı sektörü, 1990’lı yıllardan bu yana önemli bir dönüşüm ve büyüme süreci yaşadı. Karadeniz’den Akdeniz’e uzanan yeni hatlar, özel sektörün lojistik altyapısına yaptığı yatırımlar ve denizcilikte atılan yenilikçi adımlar, Türkiye’nin ekonomik entegrasyonunu güçlendirdi.

1986 yılında acente ve gemi kiralama hizmetleriyle denizcilik sektörüne adım atan Cenk Denizcilik, 1991 yılında Ro-Ro (Roll-on/Roll-off – tekerlekli araçların kendi gücüyle gemiye girip çıkabildiği taşıma sistemi) araç taşımacılığıyla faaliyet alanını genişleterek, deniz, kara ve demiryolu taşımacılığını entegre biçimde yürüten kombine taşımacılığın öncü kuruluşu haline geldi. Bu vizyoner adımlar, şirketin Cenk Shipping Group çatısı altında kurumsal bir kimliğe kavuşmasını sağladı.

Bugün Karadeniz bölgesinin önde gelen lojistik ve deniz taşımacılığı şirketlerinden biri olarak faaliyet gösteren Cenk Shipping Group, “Büyüklükten çok kaliteyi hedefleyen” yaklaşımıyla hareket ediyor. Zamanında, güvenli, sürdürülebilir maliyetli ve müşteri odaklı hizmet anlayışı, grubun sektördeki başarısının temelini oluşturuyor.

Attila Yener 2

Türk denizcilik tarihinde özel sektör RO-RO dönemi

Karadeniz ve Akdeniz hattında açılan yeni deniz seferleri, Türkiye’nin ihracat ve lojistik kapasitesini güçlendirerek bölgesel ticarette önemli fırsatlar yarattı. 1991 ve 1992 yıllarında hizmete giren ilk özel sektör Ro-Ro gemileri, Türkiye’de özel deniz taşımacılığına yeni bir soluk kazandırdı.

Sektöre adım attıkları yılları anlatan Cenk Shipping Group Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Attila Yener, “1991 yılında ilk gemim CENK K’yi, 1992’de ikinci gemim CENK II’yi aldım. Bu gemiler küçük ve eski olsalar da devlet filosu dışında Türkiye’nin ilk özel sektör Ro-Ro gemileriydi. 1993 yılında Abaza-Gürcü savaşı sırasında Rusya’ya ulaşmakta zorlanan Türk tırlarını ve şoförlerini taşımak üzere Türkiye ile Rusya arasında ilk Ro-Ro seferlerini başlattık. Bu adım, Türkiye’nin kara taşımacılığına alternatif bir deniz köprüsü kazandırdı, dış ticaretin sürekliliğini sağladı ve özel sektörün denizcilikteki girişimciliğini başlattı.” dedi.

Ekonomiye ve bölgesel ticaretin güçlenmesine katkı

Karadeniz ve Akdeniz hatlarıyla yalnızca Türkiye’nin değil, bölgesel ticaretin de lojistik omurgasını güçlendiren Cenk Shipping Group, Derince ve Karasu limanlarından Romanya, Gürcistan ve Ukrayna limanlarına gerçekleştirdiği düzenli seferlerle Türkiye’nin ihracat taşımacılığında kritik bir rol üstleniyor.

Yılda 90.000’den fazla treyler ve 50.000 araç kapasitesi olan Cenk Shipping Group, Uzak Doğu otomotiv markalarının araçlarını transit merkezlerden komşu ülkelere ulaştırarak, bölgesel lojistik zincirin sürekliliğini sağlıyor.

Türkiye’de demiryolu ile araç taşımacılığını başlatan ilk özel sektör şirketi olmanın gururunu taşıyan Attila Yener, “2005 yılında Derince–İran arasında başlattığımız demiryolu taşımacılığı, kara, deniz ve demiryolu entegrasyonunu sağlayarak Türkiye’nin çok modlu taşımacılık kapasitesini artırdı. Bu, lojistikte sürdürülebilir büyümenin ve ticari dayanıklılığın önünü açtı.” ifadelerini kullandı.

Cesur adımlar lojistikte yeni hatlar açtı

Attila Yener, “Ukrayna’daki savaş gibi jeopolitik zorluklara rağmen Romanya ve Gürcistan hatlarında hizmetlerimizi sürdürdük. Geçtiğimiz günlerde Karasu–Odessa hattımızı açarak Ukrayna seferlerimize de başladık. Önümüzdeki dönemde Akdeniz’e açılmayı ve yeşil denizcilik teknolojilerini entegre ederek çevresel etkilerimizi azaltmayı hedefliyoruz. Amacımız, Türkiye’nin ve bölgenin lojistik sürekliliğine katkıda bulunan sürdürülebilir ve güçlü bir deniz taşımacılığı modeli oluşturmak.” dedi.


Başa dön tuşu