Autoport, üç Ro-Ro gemisine aynı anda hizmet verebilecek

Arkas Holding Liman ve Terminal İşletmeleri Grubu, 8–10 Ekim 2025 tarihleri arasında İzmir’de düzenlenen Logistech – 4. Uluslararası Lojistik, Depolama ve Teknolojileri Fuarı’nda sektör paydaşlarıyla bir araya geldi. Grup, fuar boyunca lojistik sektörünün geleceğini şekillendiren dijitalleşme, sürdürülebilir taşımacılık ve intermodal çözümler üzerine vizyonunu paylaştı.

Arkas Holding Liman ve Terminal İşletmeleri Grubu bünyesinde faaliyet gösteren Türkiye’nin ilk otomotiv limanı Autoport; fuarda stratejik konumu, operasyonel kabiliyeti ve çevreci yatırımlarıyla dikkat çekti. Autoport, Türkiye’nin otomotiv ihracatında üstlendiği kilit rolü ve sürdürülebilir büyüme hedeflerini sektör temsilcileriyle paylaştı.

Autoport, Türkiye’nin otomotiv sektörüne özel olarak kurulan ilk limanı olma özelliğiyle sektörel ihtisas alanında fark yaratıyor. Ro-Ro gemilerine sağladığı hizmetlerin yanı sıra araç elleçleme, açık ve kapalı depolama ve PDI (ön teslimat denetimi) süreçlerini kapsayan entegre yapısıyla Autoport, otomotiv lojistiğinde verimlilik, hız ve dijitalleşme odaklı çözümleriyle öne çıkıyor.

bilgin-isler-autoport-gm-3-001.jpg“Autoport yalnızca bir yük elleçleme tesisi değil entegre bir lojistik merkezi”

Autoport Genel Müdürü Bilgin İşler, Türkiye’nin otomotiv ihracatında limanın stratejik konumuna vurgu yaparak şunları söyledi: “Autoport, kuruluşundan bu yana Türkiye’nin otomotiv sektöründeki üretim ve ihracat gücünü lojistik açıdan destekleyen öncü bir yapı olarak faaliyet gösteriyor. İzmit Körfezi’nde, hem Marmara hem de Ege hinterlandına erişim sağlayan stratejik konumumuz sayesinde üreticilere pazara yakınlık, operasyonel hız ve maliyet avantajı sunuyoruz. Bu konum, ülkemizin küresel rekabette elini güçlendiren önemli bir faktör.”

İşler, Autoport’un yalnızca bir yük elleçleme tesisi değil, üretimden teslimata uzanan entegre bir lojistik merkezi haline geldiğini belirtti. Autoport’un faaliyetlerini “değer yaratan bir lojistik hizmet ağı” anlayışıyla sürdürdüğünü ifade eden İşler, limanın sadece araçların yüklenip indirildiği bir operasyon sahası olmadığını, tüm tedarik zincirine verimlilik ve rekabet gücü kazandıran bir merkez olarak konumlandığını vurguladı. Bu doğrultuda hizmet ağını genişlettiklerini, yeni teknolojileri devreye aldıklarını ve üretici firmaların küresel pazarlarda daha güçlü bir konuma ulaşmasına katkı sunduklarını dile getirdi.

Kapasite artırımıyla büyüyen altyapı

Bugün 309 bin metrekarelik bir alanda faaliyet gösteren Autoport, yıllık 650 bin CEU araç elleçleme ve 15 bin araçlık park kapasitesine sahip. Otomotiv üretim hacmindeki artış ve lojistik talebin büyümesi doğrultusunda şirket, kapasite artışına yönelik önemli yatırımlar başlattı. Devam eden “Modernizasyon ve Tevsi Projesi” kapsamında liman sahası 459 bin metrekareye çıkarılırken, araç park kapasitesi 22 bin 500 adede ulaşacak. Rıhtım uzunluğunun da 656 metreden 850 metreye çıkarılmasıyla Autoport, eş zamanlı üç Ro-Ro gemisine hizmet verebilecek kapasiteye ulaşacak. Bu yatırımlar tamamlandığında limanın yıllık araç elleçleme kapasitesi 1.1 milyon CEU’ya yükselecek.

Terminal altyapısı uluslararası standartlarda

Autoport’un geleceğe yönelik büyüme vizyonunun merkezinde altyapı ve teknoloji yatırımları yer alıyor. İşler, devam eden projelere ilişkin şu bilgileri paylaştı: “Liman kapasitemizi artırmak üzere rıhtım ve saha genişletme çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yeni ekipman yatırımlarıyla operasyonel hızımızı arttırıyor, terminal altyapımızı uluslararası standartlara göre modernize ediyoruz. Yakın dönemde tamamlanacak saha düzenlemeleriyle hem ithalat hem ihracat süreçlerinde daha yüksek hacimlere cevap verebileceğiz” dedi.

Bu yatırımların yalnızca operasyonel verimlilik değil, aynı zamanda Türkiye’nin otomotiv ihracatındaki rekabet gücünü artırma hedefiyle yapıldığını belirten İşler, Autoport’un bölgesel bir lojistik üs olma vizyonu doğrultusunda yurt içi ve yurt dışı iş birliklerini güçlendirdiklerini ifade etti.

Dijitalleşme ile operasyonel mükemmeliyet

Autoport’un operasyonlarının kalbinde, Autoport’a özel geliştirilen terminal işletim sistemi bulunuyor. Bu sistem, tüm lojistik süreçlerin dijital ortamda yönetilmesini ve müşterilere EDI (Elektronik Veri Değişimi) altyapısı üzerinden anlık entegrasyon ve takip imkanı sunuyor. Bu dijital altyapı, operasyonel verimliliği artırırken hata oranlarını minimize ediyor ve tedarik zincirinin her aşamasında şeffaflık sağlıyor. Aynı zamanda müşterilerin sistemleriyle doğrudan entegre çalışarak veriye dayalı karar alma süreçlerini destekliyor.

autoport-gorsel-2.jpgYeşil liman vizyonu: çevreci ve sürdürülebilir operasyonlar

Autoport, büyüme hedeflerini sürdürülebilirlik ilkeleriyle paralel yürütüyor. Karbon ayak izini azaltmaya ve enerji verimliliğini artırmaya yönelik projeler, limanın stratejik öncelikleri arasında yer alıyor. Entegre hizmet yapısı sayesinde araçların daha az taşınarak nihai noktaya ulaşması sağlanıyor, böylece çevresel etkiler en aza indiriliyor. Yeşil liman uygulamaları kapsamında enerji tüketimini azaltan sistemler devreye alınırken, elektrikli ekipman yatırımları ve atık yönetimi uygulamalarıyla çevreye duyarlı bir operasyon modeli güçlendiriliyor. Bu yaklaşım, Autoport’u hem çevreye duyarlı hem de ekonomik olarak sürdürülebilir bir liman modeli haline getiriyor.

LOJİPORT

Başa dön tuşu