Küresel iklim hasarı 1,4 trilyon dolara ulaştı, ülkeler uyum konusunda hazırlıksız

BNEF’in yayımladığı “Climate Adaptation Preparedness Scorecard” (İklime Uyum Hazırlık Skor Tablosu), G20 ülkeleri ve bazı Güneydoğu Asya ekonomilerinin iklim değişikliğine karşı hazırlık düzeyini karşılaştırmalı olarak değerlendiriyor.
BNEF’in raporu, ülkelerin iklim uyum düzeyini dört ana başlık altında değerlendiriyor: Risk analizi, yönetişim kalitesi, direnç artırıcı önlemler ve afet sonrası toparlanma kapasitesi.
Değerlendirme sonucuna göre:
Kanada, Singapur ve Güney Kore, iklim risklerini sistematik biçimde analiz eden, uzun vadeli planlama ve veri temelli karar alma mekanizmaları güçlü ülkeler olarak öne çıktı.
Bu ülkeler, ulusal iklim uyum stratejilerini yasal çerçevelerle destekliyor, kamu-özel sektör işbirliğiyle altyapı yatırımlarını yönlendiriyor ve afet risk yönetimini kent planlamasına entegre ediyor.
Ayrıca, yerel yönetimlerin ve finans sektörünün uyum politikalarına dahil edilmesi bu ülkelerdeki başarıyı artıran unsurlar arasında yer alıyor.
Buna karşılık, Suudi Arabistan, Rusya ve Tayland gibi ülkeler, iklim risk analizinde ve yerel uyum politikalarının uygulanmasında zayıf kalıyor.
İklim kaynaklı ekonomik kayıpların en yüksek olduğu ülke olan ABD, 25 ülke arasında 12’nci sırada yer aldı. Rapora göre bu durum, eyaletler arasında farklılık gösteren iklim politikaları ve federal düzeyde uyum yatırımlarının sınırlı kalmasından kaynaklanıyor.
BNEF analisti Danya Liu, raporun yatırımcılar açısından da yol gösterici olduğunu belirterek, “Uyum, yalnızca riskten korunma değil; aynı zamanda yeni bir yatırım alanı. Ülkelerin dirençlilik düzeyi, ekonomik istikrarın da belirleyicisi haline geliyor.” ifadelerini kullandı.
Uyum eksikliği büyüyen ekonomik riske işaret ediyor
Rapor, iklim değişikliğinin yol açtığı fırtınalar, seller, kuraklıklar ve orman yangınlarının her geçen yıl daha büyük ekonomik, sosyal ve çevresel zararlar oluşturduğunu vurguluyor.
Hazırlıklı ülkeler, bu etkileri sınırlayarak enerji, tarım ve altyapı gibi sektörlerde rekabet avantajı elde ederken; hazırlıksız ülkelerde yatırım riskleri ve sigorta maliyetleri hızla artıyor.
Skor tablosunda Türkiye doğrudan değerlendirilmedi. Türkiye, son yıllarda özellikle su yönetimi, tarım ve enerji altyapısı alanlarında iklim etkilerine karşı dayanıklılığı artırmaya yönelik projeler yürütüyor. Buna rağmen, şehir planlaması, orman yönetimi ve afet sonrası toparlanma politikalarında uyum odaklı ulusal bir stratejiye duyulan ihtiyaç devam ediyor.
Rapor, iklim etkilerinin artık sadece çevresel değil, ekonomik güvenlik sorunu haline geldiğine dikkat çekiyor.
BNEF, ülkelerin uyum politikalarını hızla güçlendirmesi gerektiğini, aksi halde artan sıcaklıklar ve ekstrem hava olaylarının milli gelir üzerinde kalıcı baskı yaratabileceği uyarısında bulunuyor.
Kaynak: Temiz Enerji