‘Sanayici arsasını satışa çıkarsa da alıcı yok’

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, ekonomik koşullar yüzünden sanayinin çarklarını çeviremediğini, üretimin bitme noktasına geldiğini dile getirdi. Yüksek faiz, düşük kur politikası yüzünden reel sektörün krediye ulaşamadığını belirten Gültepe, sanayicinin özsermayesini artırmak için gayrimenkullerini ve mallarını satışa çıkarsa bile alacak kimseyi bulamadığını vurguladı. Ekonomi programının yükünü üretici ihracatçıların çektiğini ifade eden Gültepe, “Uğraş doğru olabilir ama uğraşırken neyi kaybettiğimizi görmemiz lazım. Enflasyon kısarak değil üreterek düşer.
Program acilen, hemen yarın sabah revize edilmeli” dedi. Ekonomi programından memnun olmadıklarını söyleyen Gültepe’ye göre, programdan tek memnun olanlar faizciler, tefeciler ve ucuza mal kapatmak isteyenler. Yüksek faiz ve düşük kur politikasının ihracatçıyı adeta boğduğunu dile getiren Gültepe, konkordatolardaki endişe verici artışa ve Türkiye’nin uluslararası rekabet gücündeki kayba da dikkat çekti.
Dünya gazetesinden Nurdoğan A. Ergün’ün sorularını yanıtlayan TİM Başkanı Gültepe, özellikle son bir buçuk yıldır yüzde 50 gibi astronomik seviyelerde seyreden faiz oranlarının, sanayinin ayakta kalma şansını ortadan kaldırdığını belirterek, İstanbul Sanayi Odası’nın açıkladığı İSO 500 raporuna işaret etti. “Rakamlar yalan söylemiyor. İnsanların kazandığının yüzde 98’i, yüzde 100’ü faize gidiyor” diyen Gültepe, faiz yükünün sanayicinin belini büktüğü yorumunu yaptı.
Sanayicinin nefes almakta zorlandığını ve özellikle bazı sektörlerde ciddi sıkıntıların yaşandığını hatırlatan Gültepe, “Oraya hemen bir neşter vurulması lazım” diyerek acil çözüm çağrısı yaptı. Yatırım ortamının iyileştirilmesi ve rekabetçilik şartlarının oluşturulması gerektiğini dile getiren Gültepe, “Kapanan bir şirketin, bir daha o sektöre dönme şansı olmaz. Onlar yılların şirketleri. Ne emeklerle kuruldu” diyerek kapanan her şirketin ülke ekonomisi için büyük bir kayıp olduğunu vurguladı.
Özellikle son iki yılda Türk sanayisinin çok şey kaybettiğini söyleyen Gültepe, ihracatçı için en parlak zamanların 2013 ile 2023’ün ilk yarısı arasındaki 10 yıl olduğunu belirtti. Gültepe, bu dönemlerde üretimin, yatırımların ve ihracatın arttığını aktardı. “Sonuçta bir reçete var. Reçetenin şu anda yüzde 100’ünü sanayici ödüyor. Tüketicinin ödediği enflasyonla ilgili. Şu anda bütün kurgu sanayinin üzerine” diye konuşan Gültepe, bugün üretime dayalı olan hemen hemen her sektörde sıkıntı yaşandığını belirtti.
‘Enflasyon sıkarak değil üreterek düşer’
Gültepe, “Türkiye üreterek enflasyonu düşürür. Böyle üretimi sıkarak, baskı kurarak enflasyonun düşmesi mümkün değil. Düştüğü zaman geçici olur. Enflasyon düşecek, kur artacak diye insanları sıkmanın anlamı yok” eleştirisini yaptı. “Türkiye, tarihinde hiç bu kadar pahalı olmamıştı” ifadelerini kullanan Gültepe, Türkiye’nin pahalılıktan kurtarılması ve her sektörde rekabet edebilir hale gelmesi için üretimin normalleşmesi gerektiğini, bunun için de kur ve faizlerin normal seviyelere çekilmesi gerektiğini vurguladı.
Uygulanan yüksek faiz ve düşük kur politikasının Türkiye için zararlı bir politika olduğu değerlendirmesini yapan Gültepe, bunun sanayiciliği ve yatırımı uzaklaştırdığını, gelen refahın geçici olduğunu söyledi. Gültepe’ye göre, sürdürülebilir refah yatırım, üretim ve ihracatla, düşük faiz ve dengeli kurla mümkün.
‘İhracatta alt kırılımlara bakmak lazım’
İhracat tutarındaki artışın “aldatıcı” olabileceği yorumunu da yapan TİM Başkanı, “Evet ihracat 4-5 aydır artıyor. A firması, B firması, B sektörü, C sektörü ihracat artırdı. Kesinlikle takdir ediyoruz. Ama işte o artışın dağılımına, alt kırılımlarına bakmak lazım.
Ortada bir hasta var, iç organlarında durum nedir ona bakmak lazım” değerlendirmesini yaptı. Son açıklanan ihracat verilerine göre 14 sektörün düşüş yaşadığını hatırlatan Gültepe, özellikle otomotiv sektöründeki yüzde 22’lik artışın, Avrupa’da kapanan fabrika nedeniyle Türkiye’ye kayan siparişlerden kaynaklandığını, bu durumun da iki yıl sonra sürdürülemez hale geleceğini söyledi.
Türkiye’nin rekabetçi ülke konumunu kaybettiğini dile getiren Gültepe, kaybolan rekabetçilik yüzünden gelen yabancı yatırımcının da mutsuz olduğu yorumunu yaptı. İhracattaki artışın Türkiye’nin refah seviyesini yükselteceğini söyleyen Gültepe, bunun için de Türkiye’nin ‘pahalı’ durumdan çıkarılması gerektiğini vurguladı.
‘İş yapan neden konkordato istesin?’
Konkordatoların son dönemde katlanarak artması, TİM Başkanı Gültepe’nin en çok üzerinde durduğu konulardan biri oldu. Gültepe, “Adamın işi devam ederken niye konkordato istesin. En azından uçuruma düşmeden kurtarayım kendimi diye düşünüyor.
Bu duruma neden gelindi? Ona bakmak lazım” diye konuştu. Geçmişte yılda 300-500 konkordatonun normal karşılandığını ancak bugün sayıların fahiş seviyelere ulaştığına dikkat çeken Gültepe, bunun altında yatan nedenlerin doğru teşhis edilmesi gerektiğini belirtti. Gültepe, şöyle devam etti: “Konkordatolar görünen taraf. Bir de görünmeyen doğrudan kapatanlar var. Alınan tedbirlerle gelinen noktada son iki yılda sadece biz kaybettik.”
‘Tek bir sektörü değil hepsini büyütmek zorundayız’
Türkiye’nin uluslararası alanda rekabetçi olabilmesi için her sektörünü büyütmek zorunda olduğunun altını çizen TİM Başkanı Gültepe, “Türkiye’de bütün sektörlerin potansiyeli var. Tek bir ya da birkaç sektöre kanalize olmak yanlış. Bakınız Almanya otomotive yoğunlaştı, Çin çıktı geldi ve darmadağın etti. Bu nedenle her sektörde yatırım ortamını iyileştirecek finans kaynaklarının ön plana çıkması lazım” dedi.
‘Umut biterse bunun geri dönüşü olmaz’
Türkiye’nin rekabetçi bir konuma gelmesi için doğru hamlelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Mustafa Gültepe, “Sanayiciyi görüyorum üzülüyorum, insanlar krediye ulaşamayınca arıyor, konkordatoda arıyor. Hâlâ geleceğe dair beklentiler var. Bu beklentileri diriltecek adımlar şart. Umut ve ümit biterse bunun geri dönüşü olmaz” diye konuştu.
‘Zor dönem gittikçe zorlaşıyor’
Uygulanan ekonomi programını “sonuca ulaşmaktan çok uzak” olarak yorumlayan TİM Başkanı Mustafa Gültepe, “Son bir yıldır ‘zor dönem geride kaldı’ deniliyor ama hani nerede? Tam tersi gittikçe dönem daha da zorlaşıyor. Program, ne ülke için ne de sanayi için sürdürülebilir değil” ifadelerini kullandı.