MTB Başkanı Abdullah Özdemir: “Tarım ve gıdada 2 ayaklı politika belirlenmeli”

MERSİN/EKONOMİ
Mersin Ticaret Borsası (MTB) Başkanı Abdullah Özdemir, kentin 2024’teki meyve sebze üretimini değerlendirdi. Geçen yıl ülke genelinde gerçekleştirilen 137 milyon ton bitkisel üretimin yüzde 45’e denk gelen 62 milyon tonluk bölümünü meyve ve sebzenin oluşturduğunu aktaran Özdemir, “Bunun 28,4 milyon tonluk bölümünü meyve oluşturuyor. Mersin yüzde 12,8’lik payla Türkiye’de ilk sırada yer alıyor. Mersin, şu anda 9 meyvenin üretiminde 1’inciyken, yine 9 meyvede en fazla üretim yapan 2’nci il konumunda. Buna karşın ilimizin 2023’te yüzde 13,4 olan meyve üretimindeki payı yüzde 12,8’e gerilerken, en önemli üretim kalemlerimizden biri olan muzda, liderliği Antalya’ya kaptırdı. Türkiye’nin sebze üretimi ise 33,6 milyon ton olarak gerçekleşti. Mersin yüzde 5,7’yle 4’üncü sırada. İlimiz sadece tek bir üründe ilk sırada yer alırken, 7 üründe 2’ncidir. 2022’de yüzde 7,3’lük payla Türkiye sebze üretiminde 2’nci olan Mersin’in, 2023’te yüzde 6,6’lık payla 3’üncülüğe ve 2024 yılında yüzde 5,7’yle 4’üncülüğü gerilediği dikkat çekiyor. İlgili dönemde ülkemizin sebze üretimi yüzde 6,3’lük artış sağlarken, Mersin’in sebze üretimi yüzde 16,2 azaldı. Bu düşüşün nedenleri iyi araştırılmalı” dedi.
“Zaman kaybetmeden yol haritası belirlenmeli”
Veriler doğrultusunda Mersin tarım ve gıda sektörünün geleceği açısından 2 ayaklı bir politika belirlenmesi gerektiğini kaydeden Özdemir, “Meyve sebze sektörü, ilimizin üretim ve ihracatı açısından temel yapı taşlarından. Narenciye ile yaş meyve ve sebze ihracatında lideriz. Bu ürünlerde ilimiz ekonomisinin kan kaybına tahammülü olmadığı gibi, ihracat yönünden de meyve ve sebzelerin sofralık olarak ihracatı yeterli değil. Yıllardır dile getirdiğimiz ama yeterli adımların atılmadığı, katma değerli meyve ve sebze ürünleri (meyve suyu, konserve, kuru meyveler, meyve-sebze mamulleri, reçel, marmelat vb.) için zaman kaybetmeden bir yol haritası belirlenmeli. İkinci olarak, mevcut ürün desenimiz yeniden ele alınmalı. Aynı üretim ve ihracat bakış açısıyla rekabetçi olmamız mümkün değil. Tropikal ve subtropikal ürünlerden ilimiz coğrafyasına uygun özellik taşıyanlar, yeni bir alternatif olabilir. Değiştirilmesi ve genişletilmesi gereken ürün desenimiz, iç tüketim ihtiyacını karşılamanın yanında dış pazarlarda talep gören türlere de yönelik olmalı” şeklinde konuştu.
Türkiye tarımsal hasılasına büyük katkı sunan ve tarımsal ihracatının yüzde 12,3’ünü gerçekleştirerek 3’üncü sırada bulunan Mersin’in ülke ekonomisine çok daha fazla katkı sunma potansiyeli bulunduğuna dikkat çeken Özdemir, “Devletimizden beklentimiz, bu potansiyelin değerlendirilmesi için ilimize yönelik bir gelişim stratejisi oluşturulması ve ivedilikle uygulanmasıdır” ifadesini kullandı.
Kaynak: Ekonomim