“Zengezur, Türkiye’yi depolama merkezine dönüştürecek”

Raben Group, operasyonel mükemmeliyet modelini Türkiye’ye taşıyarak Avrupa ile Asya arasında stratejik bir merkez kurmayı hedefliyor. 17 ülkede 170 depo, 13 bin çalışan ve 2 milyon metrekarelik depolama alanıyla faaliyet gösteren grup, Türkiye’yi entegre Avrupa lojistik ağına dahil etti. Haziran ayında Türkiye operasyonuna başlayan Hollandalı Raben Group, Polonya’da geliştirdiği başarılı lojistik modelini aynı disiplinle Türkiye’de de uygulamaya başladı. Şirketin cirosu 2024 yılı itibarıyla 2,2 milyar euro seviyesine ulaştı.
“Türkiye bölgesel büyümenin merkezi olacak”
Hollandalı Raben Group’un CEO’su Ewald Raben, Türkiye’nin Avrupa ile Asya arasında köprü konumuyla grubun uzun vadeli stratejisinde kilit ülke olduğunu söyledi. Raben, “Türkiye’nin demografik yapısı ve ekonomik dinamizmi, bizim için büyük bir potansiyel sunuyor. Polonya’da yakaladığımız başarıyı, aynı teknoloji ve yönetim disipliniyle Türkiye’de de tekrarlayacağız. Türkiye bizim için bir geçiş noktası değil, bölgesel büyümenin merkezi olacak” dedi. Raben, 2030 vizyonu doğrultusunda Türkiye’yi yatırım planlarında öncelikli pazar olarak konumlandırdıklarını vurguladı.
Küresel ekonomideki belirsizliklere rağmen Türkiye’ye güvenlerinin tam olduğunu belirten Raben, “Türkiye’nin bölgesel tedarik zincirlerinde üstleneceği rol güçleniyor. Bu nedenle Türkiye’yi yalnızca bir operasyon merkezi olarak değil, geleceğin lojistik üssü olarak görüyoruz. Üç yıl içinde 30 milyon Euro ciro hedefliyoruz. Türkiye’de satın almalardan çok organik büyümeye odaklanacağız” açıklamasında bulundu.
“Zengezur lojistikte dengeleri değiştirebilir
Raben, Zengezur Koridoru’nun hayata geçmesi durumunda Türkiye’nin lojistik rolünün tamamen değişeceğini vurgulayarak, “Deniz yoluna bağımlı trafiğin önemli bir kısmı Türkiye üzerinden yönlendirilebilir. Teslimat süresi ve maliyet avantajları kalıcı hale gelirse Türkiye, Avrupa’yı besleyen bir depolama merkezi konumuna gelir. Bu durumda depo yatırımlarımızı artırmayı planlıyoruz” dedi.
Şirketin ana iş kolunun yüzde 65’ini parsiyel taşımacılığın oluşturduğunu ifade eden Raben, “Avrupa’da 170 depomuzun 120’si aktarma terminali olarak faaliyet gösteriyor. Bu yapı, depolar arası transfer, aktarma ve son teslimat süreçlerini kesintisiz biçimde birbirine bağlıyor. Her gün 80 binden fazla sipariş elleçleniyor. Tüm planlamalar, kendi geliştirdiğimiz yazılımlar tarafından yapılıyor; bu da sevkiyatların dakik düzeyde yönetilmesini sağlıyor” diye konuştu.
”Türk ihracatçısının Avrupa’ya açılan kapısı olacağız”
Raben Türkiye Genel Müdürü Selman Çoban, şirketin Türkiye stratejisinin temelinde ihracatçı firmalara rekabet avantajı kazandırmanın yer aldığını belirterek şunları söyledi: “Raben’in Avrupa’daki güçlü ağı, Türk ihracatçısına Avrupa pazarlarına doğrudan erişim imkânı tanıyor. Depolarımız, ürünlerin gümrüklü biçimde depolanıp 24, 48 veya 72 saatlik tarifelerle hedef pazarlara ulaşmasını sağlıyor. Bu sistem, özellikle stoka yönelik üretim yapan firmalara büyük avantaj sunuyor.” Türkiye’de ilk üç yıl kara yolu parsiyel taşımacılığa odaklanacaklarını belirten Çoban, ardından entegre depo yatırımları ile büyümeyi planladıklarını söyledi.
Çoban, “İstanbul’un ardından Bursa ofisimizi açtık. 2026 yılına kadar Bursa, İzmir ve İstanbul Anadolu Yakası’nda depo yatırımları; İzmir, Ankara ve Mersin’de ise yeni şube açılışları planlıyoruz” dedi. Raben’in sistemi ile sınır kapılarındaki gecikmeleri en aza indirdiklerini belirten Çoban, “İhracatçılarımıza sabit transit süreler sunabiliyoruz. Bu da ihracatçı KOBİ’ler için büyük avantaj. Amacımız Türk ihracatçısının Avrupa’ya açılan kapısı olmak” ifadelerini kullandı.
Hayati ARIGAN – DÜNYA
LOJİPORT